16 Haziran 2012 Cumartesi

Dağ Tavşanı

Jakob masanın üzerindeki sepette duran yapmacık bir çiçeği çekip parmaklarıyla ovuşturduktan sonra,

Masanın yanından yere fırlattı.

Ardından, iki elini de masanın üzerine uzattı,

Ellerinde hiç birşey yoktu,

Avuçları dışarıya gelecek biçimde uzanıyordu elleri,

Dedi ki ''ben hiç bir şey yapmadım''.


Frank, o sırada bunları duyarken sucuk kızartıyordu,

yağın biraz daha ısınması gerekıyordu,

Frank sigarasını ağzında tutuyordu,

''sssiktir, onu çok sevdiğimi biliyordun piç kurusu!!'' dedi...


Jakob'un elleri hala masanın üzerinde uzanıyordu,

''gerçekten, gerçekten ben hiç bir şey yapmadım, sadece kuponlarını yatırıyordum hepsi bu, tavşanının düzüldüğünden haberim bile olmamıştı'' dedi,

Frank yine ''sssktrrr, sana inanacağımı mı zannediyorsun? amortiden bir kaç kağıt bize kalmıştı. unuttun mu beraber hazırlamıştık koduğumun kuponunu, hani nerde amorti parası? Sanki bilmediğim bi boksun, en azından bir şarap alabilirdin. Kıçıma anlat sen bunu.'' dedi.

Jakop sustu, bir süre bekledi ve

''tamam öyleyse, ben müsade ettim, her şeyi ben planladım, senin dağ tavşanını 4 zencinin çatır çatır düzmesine izin verdim, ve inan dostum hepsi deçok iyi para vermişlerdi bana, ama itiraf etmeliyim abi, bir an kapının aralığından bakmıştım, tavşanı bir kondommuşcasına penislerine takarak haykırıyorlardı, o manzara beni gerçekten çok etkilemişti, biraz, biraz zevk vericiydi, benim de hoşuma gitti yalan olmasın'' dedi...

''sssktiirr''

Sucukların artık kızartılma zamanı gelmişti, yağ iice kızışmaya başladı, Frank bu sabah ortadan ikiye yarılmış dağ tavşanının cesedini aklından çıkaramıyordu.. Jakob ise Frank in öz be öz kardeşiydi... (noluyo lan)

''biraz sucuk ister misin?'' diye sordu Frank,

''evvet bebeğim, açlıktan senin kıçını bile yiyecek durumdayım'' dedi Jakob

''Ama sana önce bir şey sormak istiyorum''

''Dinliyorum Frank''

''Sen o sesleri Duyarken hiç mastrübasyon yaptın mı?''

''Oohooo aslına bakarsan ilkin çok iticiydi fakat daha sonra ambiyansa kendımı kaptırmıştım, sonra elim pantolonuma gitmişti, fermuarımı açmıştım... Evet yaptım Frank!!''

'' Nasıl peki? Görmek istiyorum, dağ tavşanımı düzerlerken senin gibi bi piçin nasıl bu boku yediğine şahit olmak istiyorum''

'' Hay hay'' dedi Jakop ve elini fermuarına götürüp açtı, ve penisini, kendisi ayağa kalkarak sıvazlamaya başladı, gözlerini kapatmıştı;

''HHHssssss hfffffffff mmmmmmmmmmm huuaaaaaampffff''

Jakop devam ediyordu, fakat bu ''ayin'', ''HIIIIIIIIIIIIIIAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞ!!!!!'' sesiyle kesildi....

Penisi ile birlikte elinin dış kısmı pespembe olmuştu, derisinin yüzeyi küçük küçük köpürcükleniyordu...

''N'aptın sen orospu çocuğuuuuuuuuuuu!!!!''

Frank o sırada Jakob'un masturbasyonu esnasında penisine de eline de kızgın yağı dökmüştü.

Frank ''ssskktrrr'' dedi, sonra da Kardeşinin yüzüne tavanın alt tarafını savurdu, tava Jakob'un yanağına oturdu ve orasını da haşladı, etrafa pişmiş et kokusu yayıldı.

Jakob ağlayarak dışarı fırladı ''HHHHHHHHHHHIIIIIIIAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞAAAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞ OROSPU ÇOCUĞUUUUUUU OROSPU ÇOCUĞUUUUUUUUUUUUUUUUU! SENİ ÖLDÜRECEĞİM!!!!!!''

Sonra birden sessizlik çöktü bütün ortama,

Frank, ortalığı toplarken,

Zenciler tarafından düzülen tavşanı için ağladı,

Onu ilk kucağına aldığı anı hatırladı ve güzel anılarla oluşan dahabir çok hatırasını...

Gözlerinden yaşlar akarken,

''Keşke bir kere de ben düzebilseydim seni'' dedi.



Ve ekledi, ''Neyse sssskktrett.''

Cebinde Hugo'nun petshop unun kartı duruyordu. Kartın arkasında da ''Seni şanslı piç! Benden bir baboon alacağın var.'' yazıyordu. İlk işi, yarın gidip emanetini almak olacaktı.

Frank, içi boşalmış tavaya yeniden yağ dolduruken,

''Kısmet sana artık.'' dedi,

Sigarası gözünü yakmıştı, ağzından çekti, muslukta söndürüp çöpe attı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder